Otonom sürüş yani kendi kendini idare eden otomobiller, sadece Hollywood
bilim kurgu filmlerine özgü değil. Bu teknoloji yakın zaman içinde hayatımıza
girebilir.
Otonom sürüş, direksiyon başında daha fazla özgürlüğün önünü açıyor.
Otomobil bağımsız bir şekilde hareket ederken, güvenli bir şekilde başka
şeylerle ilgilenmeyi, örneğin cep telefonuyla kısa mesaj göndermeyi, internette
sörf yapmayı ya da kitap okumayı mümkün kılıyor. Bu konuda araştırma yapan
otomobil markalarından biri de Volvo. Volvo’nun bu teknolojiyi
geliştirmekteki ilk hedefi, yavaş akan trafikte ve daha da uzun vadede
otobanlardaki yol trenleriyle tamamen bağımsız ve güvenli sürüş... Volvo Ürün
Geliştirme Müdürü Marcus Rothoff, “Hedefimiz, konseptlerin ötesine geçerek ve
müşterilere erişecek teknolojilere öncülük ederek, bağımsız sürüş alanında
liderlik elde etmek. Bu özellikleri halka açık yollarda kullanılabilecek
kadar güvenilir kılmak, müşterilerin kendi kendini süren otomobillere karşı
güvenini artırmak için hayati önem taşıyor,” diyor. Otonom sürüş – çok az
insan etkileşimi gerektiren bir araç tarafından otomatik olarak kontrol
edilen sürüş, hızlanma ve/veya frenleme özelliğiyle – modern ulaşım
araçlarında halihazırda yüksek oranda mevcut.
Marcus Rothoff, “Neredeyse kimse otomatik pilotta uçan bir uçağın içinde olduğunu düşünmez. Ama sürücü kitabını okurken kendi kendine giden bir otomobilin içinde olmak hâlâ pek çok insan için oldukça devrimci bir düşünce,” diyor. Kullanıcılar teknolojiyi benimsedi Yapılan son araştırmalar, katılımcıların neredeyse yarısının otonom bir otomobil kullanmaktan çekinmeyeceğini gösteriyor. 18-37 yaş arası sürücülerin yaklaşık yüzde 50’si, tamamen otonom sürüş özelliğine sahip bir araç satın alacaklarını söylüyorlar. (Autoshow) |
0 Yorumlar