Gece yolculuğunun kuşkusuz en iyi yanı uçak inişe geçerken sokak lambalarının aydınlattığı uçsuz bucaksız şehri izlemektir.
Ancak, makine mühendisi Chintan Shah geceleri aydınlatılan boş sokakları, boş otoparkları o kadar da romantik bulmuyor. Çok fazla seyahat eden Shah, yaptığı seyahatlerde boş otoparkları ve sokakları aydınlatmak için ne kadar çok enerji sarf edildiğini fark etti.
Meraklı, hollandalı girişimci yalnızca Avrupa’da her yıl hiç kimsenin olmadığı boş sokakları aydınlatmak için 10 milyar Avro’dan daha fazla para harcandığını kanıtlayan istatistiksel verilere ulaştı. Ayrıca bir şehri aydınlatmanın tüm ülkenin enerji kullanımın %40’ını oluşturduğunu ortaya çıktı. Bu da tam olarak bir şehri aydınlatmanın fazladan 40 milyon ton karbondioksit salınımı anlamına geliyor. Başka bir deyişle “ışık kirliliği”.
Shah, mevcut olan sokak lambalarını yaklaşan insanı algılayıp parlaklık seviyesini ayarlayan özel sensör ağlarıyla yeniliyor. Geliştirdiği bu teknolojinin ilk adımlarını henüz 2009 yılında Delft Teknik Üniversitesi’nde (Technische Universiteit Delft) doktora öğrencisiyken atmıştı. 2011 yılından bu yana Shah’ın sahibi olduğu Tvillight ünvanlı şirket Hollanda ve İrlanda’daki tüm sokak lambalarını yeniledi.
Shah geliştirdiği teknolojiyi şu şekilde açıklıyor: “Sokak lambaları tamamen sönmüyor. Yalnızca parlaklık seviyelerini düşürüyoruz. Böylece enerji tasarrufu sağlanmış oluyor. Ayrıca, parlaklık seviyelerini düşürmemiz insanların gece görmesine engel değil. Sadece daha loş bir ışıkta yürümüş oluyorlar. Psikolojik açıdan sokakta yürüyen insan kendini hâlâ güvende hissetmeye devam ediyor. Yani sokak insanlar için hâlâ aydınlıkken biz de başarılı bir şekilde tasarruf yapıyoruz.”
Hareket sensörlü ürünler aslında yeni değil. Ancak, bu teknoloji genelde ekonomik olma bilincine sahip ev sahipleri tarafından kapalı mekanlarda kullanılıyordu. Dış mekanlarda kullanılan sensör teknolojisi ise kapalı mekanlardan farklı olarak sadece hareketleri algılamıyor, aynı zamanda insan hareketleri ile ağaç yapraklarının sallantısı veya bir kedinin yoldan geçmesi gibi hareketler arasındaki farkı ayırt edebiliyor. Shah’ın “gizli sos” olarak adlandırdığı sekiz farklı sensörün oluşturduğu düzenek sadece insan hareketini tanımakla kalmıyor, aynı zamanda parlaklaşan bir sokak lambasının sinyalini alan diğer sokak lambalarının da parlaklaşmaya başlamasını sağlıyor. Parlaklık seviyeleri düşürülmüş sokak lambalarının görüş mesafesinde sorunlara neden olabileceğini düşünenler için Shah, Tvilight sisteminin düzeneği sayesinde penceresinden dışarı bakan bir insanın farkı anlamayacağını ve sokakta olup bitenleri görebileceğini ifade ederek “En başından beri insanların rahatını bozmayacak en verimli enerji tasarrufunu sağlamaya çalışıyoruz. Yaptığımız testler ve aldığımız geri bildirimler insanların farkı anlamadığını gösteriyor” dedi.
Shah, sokak lambalarının parlaklık seviyesinin çok fazla olmasının nedenini, güvenlik kameralarına takılan insanların yüzlerinin seçilebilir olmasını sağlamak şeklinde açıkladı. Tabi ki, Tvilight teknolojisi bu güvenlik durumunu görmezden gelmiyor. Zaten sistem insan hareketlerini algılayıp parlaklık seviyesini arttırdığı için yüzler seçilebiliyor. Ayrıca, parlaklık seviyesi bulunulan bölgenin bilinen trafik koşullarına göre ayarlanabiliyor. Kabaca örneklendirmek gerekirse, boş bir park yerinde parlaklık seviyesi daha az iken insan trafiğinin daha çok olabileceği alanlarda seviye daha yüksek seviyete ayarlanabiliyor.
Shah, sistemde hava muhalefeti nedeniyle oluşabilecek bir problemin varlığını da dile getiriyor. Çok güçlü bir kar fırtınasının veya buzlanma olayının sensörlerin çalışmasına engel olacağını ifade eden Shah, parlaklığın ayarlanan seviyeye ulaşmasında sorun olabileceğini de gizlemiyor. Dört yıl içinde iki kez bu tarz hata kaydedilmiş.
Kurulum maliyetini açıklamasa da Shah, belediyelerin üç dört yıl içerisinde yaptıkları yatırımı yaptıkları tasarruf ile kâra dönüştüreceğini düşünüyor. Shah, her yıl %60 oranında tasarruf edileceğini ön görüyor. Tvilight, şu günlerde akıllı aydınlatma sistemlerinin uygulanabilirliği konusunu Almanya, Kanada ve ABD’den yetkililer ile görüşüyor.
Shah’a göre; “beş yıl önce böyle bir teknoloji yoktu. Sensörler ve iletişim ağları bu kadar iyi değildi. Ama artık bu tarz akıllı çözümler çok da bilim kurgu ürünü değil.”
( blogs.smithsonianmag.com / Özge Yazıcı )
0 Yorumlar