BULANIK ANALİTİK HİYERARŞİK PROSES VE MAKİNE SEÇİMİ UYGULAMASI
Karar verme sürecinde eksik ve sayısal olmayan bilgiler olması durumunda bulanık küme teorisi, karar verme sürecine dahil edilerek daha etkin kararlara ulaşılabilmektedir. Ayrıca karar verme sübjektif bir süreçtir ve belirsizlikler içermektedir. Klasik karar verme yöntemleri, belirsiz ve kesin olmayan durumları ele almada yetersiz kaldığından bu gibi durumlarda bulanık karar verme yöntemlerini kullanmak uygun olmaktadır. Bu çalışmada, karar sürecinde yer alan belirsizliği ele alabilmek için makine seçim problemine Bulanık Analitik Hiyerarşi Prosesi (BAHP) ile çözüm aranmıştır.
Literatür incelendiğinde BAHP ve yöntemlerinin en çok işletmelerin tedarikçi, makine, kuruluş yeri, yazılım ve işletim sistemi seçimi gibi problemlerine uygulandığı görülmektedir. Bu çalışmada ise bu yöntem yardımıyla bir işletmeye alınacak makinelerden en faydalı olanı seçilmeye çalışılmıştır. Uygulamada BAHP yöntemi elealınılmasına rağmen, tezin teori bölümünde karar teorilerine, çok kriterli karar verme yöntemlerine ve bulanık çok kriterli karar verme yöntemlerine ayrıntılı bir şekilde değinilmiş olup içerdiği bilgiler ve konuların ele alış tarzı bakımından, bu konuda bundan sonra yapılacak olan çalışmalara kaynak oluşturmak amaçlanmıştır.
İÇİNDEKİLER
GİRİŞ
................................................................................................................................1
1.KARAR
TEORİSİ..........................................................................................................2
1.1. KARAR VERME
SÜRECİ.............................................................................................2
1.2. KARAR
MODELLERİ..................................................................................................4
2. BULANIK MANTIK.....................................................................................................5
2.1. BULANIK MANTIK KAVRAMI
....................................................................................5
2.2. BELİRSİZLİK KAVRAMI VE
BULANIK MANTIK............................................................6
2.3. BULANIK MANTIĞIN UYGULAMA
ALANLARI.............................................................7
2.3.1. Bulanık Mantık
Yaklaşımının Avantaj Ve Dezavantajları.................................8
3. BULANIK KARAR
TEORİSİ....................................................................................10
3.1. BULANIK KARAR
VERME........................................................................................10
3.2. BULANIK ÇOK KRİTERLİ KARAR
VERME.................................................................10
3.2.1 Bulanık Çok Kriterli Karar
Verme Yöntemleri.................................................11
4. ANALİTİK HİYERARŞİK
PROSES...........................................................................13
5.BULANIK ANALİTİK HİYERARŞİK
PROSES .........................................................15
5.1.CHANG YÖNTEMİNİN ADIMLARI
..............................................................................15
5.2. LİTARATÜR TARAMASI
...........................................................................................19
5.3.BULANIK AHP’DE TUTARLILIK
.............................................................................20
6. ELEKTRONİK ROBOTLAR
......................................................................................21
6.1.SANAYİ ROBOTLARI
................................................................................................21
6.1.1. Sanayi Robotunun Tanımı...............................................................................22
6.2.ROBOT SİSTEMLERİ
.................................................................................................22
6.3.ROBOTLU KAYNAK
SİSTEMLERİ...............................................................................23
7. BAHP İLE ELEKTRONİK ROBOT
SEÇİMİ..............................................................24
7.1. ELEKTRONİK KAYNAK
ROBOTLARIMIZIN TANITIMI .................................................24
8.MAKİNE SEÇİM
PROBLEMİ.....................................................................................29
8.1.MAKİNE SEÇİMİNDE KULLANILACAK
KRİTERLER.....................................................29
9.PROBLEMİN BAHP İLE ÇÖZÜMÜ
...........................................................................31
10.SONUÇ
......................................................................................................................42
GİRİŞ
Günümüzün
rekabetçi ortamında doğru ve etkin kararlar alabilen işletmeler rakiplerine
üstünlük sağlayabilmektedir. İşletmelerde alınan kararların isabet derecesi
işletmenin başarısını doğrudan etkileyecektir. Doğru ve tutarlı kararların
alınabilmesi doğru bilgilerin etkili ve zamanında değerlendirilmesine baglıdır.
Günümüzde hayat şartlarının zorlugu, çok sayıda alternatifin olması gibi birçok
sebepten dolayı özellikle iç hayatında doğru kararlar alabilmek ve bu doğru kararlar
ıçıgında başarılı olmak önemlidir. Karar vericiler karar verme aşamasında
genelde içgüdüsel hareket etmektedirler. Endüstride pek çok işlem sürecinde
etkin karar verme yöntemlerine ihtiyaç duyulmaktadır.
Karar verme sürecinde eksik ve sayısal olmayan
bilgiler olması durumunda bulanık küme teorisi, karar verme sürecine dâhil edilerek
daha etkin kararlara ulaşılabilmektedir. Ayrıca karar verme sübjektif bir
süreçtir ve belirsizlikler içermektedir. Klasik karar verme yöntemleri,
belirsiz ve kesin olmayan durumları ele almada yetersiz kaldığından bu gibi
durumlarda bulanık karar verme yöntemlerini kullanmak uygun olmaktadır. Bu
çalışmada, karar sürecinde yer alan belirsizligi ele alabilmek için makine
seçim problemine Bulanık Analitik Hiyerarçi Prosesi (BAHP) ile çözüm aranmıştır.
Literatür
incelendiginde BAHP ve yöntemlerinin en çok işletmelerin tedarikçi, makine,
kuruluş yeri, yazılım ve işletim sistemi seçimi gibi problemlerine uygulandığı
görülmektedir. Bu çalışmada ise bu yöntem yardımıyla bir işletmeye alınacak
makinelerden en faydalı olanı seçilmeye çalışılmıştır. Uygulamada BAHP yöntemi
ele alınılmasına rağmen, tezin teori bölümünde karar teorilerine, çok kriterli
karar verme yöntemlerine ve bulanık çok kriterli karar verme yöntemlerine ayrıntılı
bir şekilde değinilmiş olup içerdiği bilgiler ve konuların ele alış tarzı
bakımından, bu konuda bundan sonra yapılacak
olan çalışmalara kaynak
oluşturmak amaçlanmıştır.
İnsanlar, kişisel gereksinimlerini ve toplumsal ihtiyaçlarını karşılamak
için sürekli karar verme kavramı ile karşı karşıya kalırlar. Karar, bir iş ya da sorun hakkında düşünülerek verilen
kesin yargıdır. Karar verme ise, genel anlamda, karar vericinin degişik
alternatifler arasından, kendi amaçlarına uygun, kendisince önceden belirlenmiş
belirli kriterlere göre en uygun alternatifi seçebilmesidir (Karakaya, 2003:
12).
Karar teorisi,
karar verme işlemini analitik ve sistematik bir yaklaşımla incelemektedir.
Karar teorisinde kullanılan matematiksel modeller, işletme yöneticilerine en
iyi kararın verilmesinde yardımcı olmaktadır. Karar teorisine göre verilecek
iyi bir karar, mantıksal bir esasa dayanan sayısal bir yaklaşımla seçenekler
arasından en iyi olanı seçilerek verilmektedir. İyi bir karar, bazı durumlarda
hemen beklenen ve istenilen sonuçları veremeyebilmektedir. Fakat bu durum, uzun
dönemde kararın iyi olma özelliğini degiştirmez. Karar teorisine göre kötü bir karar,
mantıksal bir esasa dayanmayan, sayısal yaklaşım yerine sübjektif bir yaklaşımla,
bütün seçenekleri göz önüne almadan verilen bir karardır (Tekin, 2004: 18).
Karar, bir anda ortaya çıkan bir olgu değil;
çeşitli aşamalardan geçerek oluşan bir süreçtir. Genel anlamda süreç, belirli
bir sona ulaştıran bir dizi eylem ve çalışmaların tümüdür. Bundan dolayı, etkin
bir karara ulamak için karar verme sürecinin hangi aşamalardan oluştuğunu
bilmek gerekmektedir (Karakaya, 2003: 9). Karar verme, karar vericinin değişik
alternatifler ile karşılaşması durumunda bu alternatifler arasından kendi
amaçlarına en uygun olanını seçme işlemi iken; karar süreci ise bu işlemlerin
sırasıyla yapılmasını içerir (Tekin, 2004: 20). Karar verme sürecinin aşamaları
şu şekilde sıralanabilir:
• Problemin farkına varma
• Problemin belirlenmesi ve tanımlanması
•
Alternatiflerin belirlenmesi
•
Alternatiflerin değerlendirilmesi
• En iyi
alternatifin belirlenmesi
• Kararın değerlendirilmesi
Yukarıda belirtilen karar verme süreci aşamalarında
bir standart söz konusu değildir. Karşılaşılan karar probleminin yapısına,
boyutuna ve karar ortamına göre bu aşamalardan bir veya birkaçı ihmal
edilebilir.
Karar verme sürecinde izlenebilecek yaklaşımlardan
biri olan kalitatif yaklaşım, temel bilgi ve deneyime dayalı olarak sezgi,
yargı ve deneme aşamalarından oluşur. Karar vericinin sezgi gücüne bağlı olduğundan
bir bilim olmaktan çok sanat özelliği taşır. Eğer karar verici, geçmişe benzer
bir problemle karşılaşmışsa ya da problemi basit nitelikte ise kalitatif yaklaşımın
izlenmesi yerinde olacaktır. Fakat karar vericinin benzer durumlara ilişkin
deneyimleri yoksa ve karmaşık bir problemle karşılamışsa sezgi ve deneyimler
yeterli olmayacaktır. Bu durumda kantitatif yaklaşıma başvurmak yerinde bir
durum olacaktır. Kantitatif yaklaşımda olaylar tanımlanabilir ve ölçülebilir.
Ayrıca bu yaklaşım, sayısal olgu ve
verilerden hareketle çalışma konusu sistem ve probleme ilişkin modeller
kurulmasını içerir. Bu modeller, genellikle problemin amaçlarını, kısıtlarını
ve amaçlar arası ilişkileri ortaya koyar. Modellerin analizi yoluyla da problemin en iyi
çözümüne ulaşılmaya çalışılır. Kalitatif karar verme, karar vericilerin
sezgisel becerilerine bağlı olmasına karşılık, kantitatif karar verme yaklaşımında
yöneylem araştırması kapsamındaki yaklaşım ve tekniklerin bilinmesi gerekir
(Karakaya, 2003: 10).
Karar verme
sürecini etkileyen birçok faktör bulunmaktadır. Bu faktörler arasında; doğa koşulları,
karar verici, ulaşılmak istenen amaçlar, seçenekler, seçeneklerin sonuçları ve
seçenekler arasında seçim yapılması sayılabilmektedir (Tekin, 2004: 33). Karar
vermede en önemli etkenlerden biri de karar vericinin özellikleridir. Karar
veren kişi, bütün tarafsızlıkların yanında psikolojik ve biyolojik özelliklerin
etkisi altındadır. Bu kişinin, aktif bir kişiliğe sahip olması gerekir. Böyle
olduğu sürece işletmelerin büyümesini sağlayan kararlar verilebilir.
Karar verme eylemi, kararı etkileyen
faktörlerin gerçekleme olasılıklarından, seçeneklerin sonuçlarının tam olarak
bilinip bilinmemesinden ve hangi seçeneğin en iyi olduğunun belirlenmesi için
elde yeterli bilginin olup olmamasından önemli ölçüde etkilenir. Bazı olaylar,
kontrol edilemeyen türden olabilecekleri gibi bazıları da kısmen rassallık
özelliği taşır. Değişkenlerin niteliklerine, seçeneklerin ve sonuçların ortaya
çıkış biçimlerine bağlı olarak kullanılacak karar verme modelleri değişiklik
gösterecektir (Sezen, 2004: 4).
Kısacası, karar vermede kullanılan modeller arasındaki farklılık karar
vericinin bilgi derecesinden kaynaklanır. Bu anlamda, karar verme modelleri şu şekilde sınıflandırılabilir:
• Belirlilik altında karar verme
• Belirsizlik altında karar verme
• Risk altında karar verme
• Kısmi bilgi altında karar verme
2.1. Bulanık Mantık Kavramı
Bulanık mantık kavramı, ilk kez 1965 yılında
Lotfi A. Zadeh tarafından “Information and Control” dergisinde yayınlanan
“Bulanık Kümeler” adlı makale ile ortaya atılmıştır. Bu makalede bulanık
kümelerin tanımı, temel işlemleri, kavramları ve özellikleri verilmiştir. Zadeh
(1965), gerçek dünya sorunları ne kadar yakından incelenmeye alınırsa, çözümün
daha da bulanık hale geleceğini ifade etmiştir. Çünkü bilgi kaynaklarının
tümünü insan aynı anda ve etkileşimli olarak kavrayamaz ve bunlardan kesin
sonuçlar çıkaramaz. Burada bilgi kaynaklarının temel ve kesin bilgilere ilave
olarak, özellikle sözel olan bilgileri de içerdiği vurgulanmalıdır. İnsan sözel
düşünebildiğine ve bildiklerini başkalarına sözel ifadelerle aktarabildiğine
göre bu ifadelerin kesin olması beklenemez. Bulanık sistemlerin asıl
değerlendireceği alan,
bu tür bilgilerin bulunması halinde çözüme ulaşmak için nasıl düşünüleceğidir.
Bulanık mantıkta, herhangi bir problemin yaklaşık olarak modellenmesine ve
matematiksel olarak karmaşık olmayacak çözümlerle denetim altına alınmasına
çalışılmaktadır (Baykal ve Beyan, 2004a: 40).
Bulanık
mantık özellikle anlaşılması güç ve yoruma dayanan çok karmaşık sistemlerde ve
insan muhakemesine, algılamasına veya karar verme olgusuna dayanan süreçlerde
çok faydalı olmaktadır (Tekeş, 2002: 86).
Araştırmacıların
bulanık sistemleri kullanması için genel olarak iki sebep sıralanabilir.
·
Gerçek dünya olaylarının çok karmaşık olması
nedeniyle bu olayların belirgin denklemler ile tanımlanarak kesinlikle kontrol
altına alınması mümkün olmaz. Bunun sonucu olarak araştırmacı, kesin olmasa
bile yaklaşık fakat çözülebilirliği olan yöntemlere başvurmayı tercih eder.
·
Mühendislikte bütün teori ve denklemler
gerçek dünyayı yaklaşık bir şekilde ifade eder. Birçok gerçek sistem doğrusal
olmamasına rağmen bunların klasik yöntemlerle incelenmesinde doğrusallık
kabulünü işin içine koymak için her türlü gayret sarf edilir (Şen, 2004: 17).
Bulanık
mantığın ardındaki temel fikir, bir önermenin doğruluğunun, önermelerde kesin
yanlış ve kesin doğru arasındaki sonsuz sayıda doğruluk değerlerini içeren bir
kümedeki değerler, ya da sayısal olarak [0,1] gerçel sayı aralığında ilişkilendirilen
bir fonksiyon olarak kabulüdür (Baykal ve Beyan, 2004a: 39). Bulanık mantığın
genel özellikleri şu şekilde özetlenebilir:
·
Bulanık mantıkta kesin nedenlere dayalı
düşünme yerine yaklaşık değerlere dayanan düşünme kullanılır.
- Bulanık mantıkta her şey [0,1]
aralığında belirli bir derece ile gösterilir.
- Bulanık mantıkta bilgi büyük,
küçük, çok az gibi sözel ifadeler şeklindedir.
- Bulanık çıkarım işlemi sözel
ifadeler arasında tanımlanan kurallar ile yapılır.
- Her mantıksal sistem bulanık
olarak ifade edilebilir.
- Bulanık mantık matematiksel
modeli çok zor elde edilen sistemler için çok
·
uygundur (Baykal ve Beyan, 2004a: 41).
2.2. Belirsizlik
Kavramı ve Bulanık Mantık
Günümüzde, belirsizliği istenilmeyen bir durum olarak
gören ve karşılaşılan tüm durumlarda kaçınılması gerektiğini savunan geleneksel
anlayıştan, belirsizlikle yaşamayı kabul eden ve bilimde bu durumdan
kaçınılmasının mümkün olmadığını iddia eden alternatif bir bakış açısına doğru
geçiş yaşanmaktadır. Belirsizlik sadece kaçınılması mümkün olmayan bir durum
değil, aynı zamanda büyük bir yarar sağlayan ve üzerinde çalışılması gereken
bir alandır. Belirsizlik iki başlık altında incelenebilir. Bunlar rasgelelik ve bulanıklıktır.
Rasgelelik; genel olarak olayın meydana gelmesindeki belirsizliğin
sayısal ölçüsüdür. Rasgeleliğin en önemli özelliği, sonuçların ortaya
çıkmasında tamamen şans olayının rol oynaması ve gerekli öngörülerin ve
tahminlerin kesin bir doğrulukla önceden yapılamamasıdır. Ancak bilinen
belirsizliklerin hepsi rasgele karakterde değildir. Sözel belirsizlikler bulanıklık adını alır. Bulanıklık belirsiz
anlamlılık, değişik anlamlara gelebilme olarak tanımlanır. Ne kadar çok
yetersiz veri varsa bulanıklık o kadar fazla olur. Rasgelelik, olayın
oluşundaki kesin olmayışlığı ifade eder. Bulanıklık ise olayın olup olmadığını
değil, hangi dereceye kadar olduğunu ölçer (Baykal ve Beyan, 2004a: 310-311).
Bulanık mantığın temelini oluşturan bulanık teori
belirsiz kavramların matematiksel olarak ifade edilmesidir. Bulanık teorideki
başka bir yenilik ise kullanılan bilginin niteliğidir. Bulanık teori ölçmeye
dayalı bilgi yerine algıya dayalı bilgiyi kullanır. Oysa olasılık teorisi
algıya dayalı bilgiyi işleyememektedir. Çünkü olasılık teorisinde algıların
anlamını gösterecek ve hesaba katacak bir mekanizma bulunmamaktadır. Buna
karşılık bulanık teoride sayılarla yapılan hesaplama yerine kelimelerle yapılan
hesaplama mümkündür. Bulanık teori ile olaylar daha gerçekçi ve sözel
değişkenlerle açıklanabilir hale getirilebilir (Baykal ve Beyan, 2004a: 313).
2.3. Bulanık Mantığın Uygulama Alanları
Bulanık mantığın ilk uygulaması, Mamdani tarafından 1974
yılında bir buhar makinasinin bulanık denetiminin gerçekleştirilmesi olmuştur.
1980 yılında Hollandalı bir şirket çimento fırınlarının denetiminde bulanık
mantık denetimini uygulamıştır. Daha sonra Fuji elektrik şirketi su arıtma
alanları için kimyasal püskürtme aleti üzerine çalışmalar yapmıştır. 1987’de
ikinci IFSA kongresinde ilk bulanık mantık denetleyicileri sergilenmiştir. Bu
denetimler 1984 yılında araştırmalara başlayan Omron şirketinin yaptığı yedi
yüzden fazla uygulamayı içermektedir. 1987 yılında ise Hitachi takımının tasarladığı
Japon Sendai metrosu denetleyicisi çalışmaya başlamıştır. Bu bulanık mantık
denetimi metroda daha rahat bir seyahat, düzgün bir yavaşlama ve hızlanma
sağlamıştır (Elmas, 2003a: 27).
1989 yılında Omron şirketi Japonya’nın Harumi şehrinde
bulunan çalışma merkezinde yapmış olduğu depolama, tekrar etme ve bulanık
sonuçlarını elde etmek için kullanılan bulanık mantığa dayanan bilgisayar
çalışmalarını tanıtmıştır. Bu kadar başarılı uygulamanın sonucunda bulanık
mantığa olan ilgi artmış ve 1989 yılında aralarında dünya devlerinin de
bulunduğu elli bir firma tarafından LIFE laboratuarları kurulmuştur.Bulanık mantığın uygulama alanlarına
bazı örnekler Tablo 2.1’de görülmektedir (Menteş, 2000: 28).
Tablo 2.3.1. Bulanık Mantığın Uygulama Örnekleri
Uygulama Alanı
|
Firma
|
Sonuç
|
Video Kayıt Cihazı
|
Panosonic
|
Cihazın elle tutulması nedeni ile çekim sırasında
oluşan sarsıntılar ortadan kalkar.
|
Çamaşır Makinasi
|
Matsushita
|
Çamaşırın kirliliğini, ağırlığını, kumaş cinsini
sezer ona göre yıkama programı seçer.
|
Elektrikli Süpürge
|
Matsushita
|
Yerin durumunu ve kirliliğini sezer, motor gücünü
uygun bir şekilde ayarlar.
|
ABS Fren Sistemi
|
Nissan
|
Tekerleklerin kilitlenmeden frenlenmesini sağlar.
|
Sendai Metro Sistemi
|
Hitachi
|
Hızlanma ve yavaşlamayı ayarlayarak rahat bir
yolculuk sağlar. Durma pozisyonunu iyi ayarlayıp güçten tasarruf sağlar.
|
Çimento Sanayi
|
Mitsubishi
Chem.
|
Değirmende ısı ve oksijen oranları için denetim
yapar.
|
Televizyon
|
Sony
|
Ekran kontrastını, parlaklığını ve rengini ayarlar.
|
Bulanık mantıkla ilgili yöntem ve tekniklerin yaygın
olarak kullanıldığı temel konular; görüntü işleme, sinyal işleme, denetleyici
sistemler, uzman sistemler, veritabanları ve veri madenciliği olarak
sıralanabilir (Baykal ve Beyan, 2004b: 132).
2.3.1. Bulanık Mantık
Yaklaşımının Avantaj Ve Dezavantajları
Bulanık mantık yaklaşımının klasik yaklaşımlara göre bir takım avantaj ve dezavantajları bulunmaktadır. Bulanık mantık kavramının avantajları
şu şekilde sıralanabilir:
•
Bulanık
mantığın insan düşünüş tarzına yakın olması, matematiksel modellere uyum
sağlaması, uygulamalarının hızlı ve ucuz olması, insan davranışlarını formüle
etmesi ve yeni olanaklara açık olması en önemli avantajlarındandır (Menteş,
2000: 28).
•
Bulanık mantık yaklaşımı matematiksel modele ihtiyaç
duymadığından, matematiksel modeli iyi tanımlanamamış, zamanla değişen ve
doğrusal olmayan sistemler en başarılı uygulama alanlarıdır (Elmas, 2003a: 39).
Ayrıca çok karmaşık, belirsizlik içeren sistemlerin oluşturulmasına olanak
tanır.
Bulanık mantığın avantajlarının yanında bir takım dezavantajları da
mevcuttur.Bu dezavantajlardan bazıları şu şekilde sıralanabilir:
•
Bulanık mantık uygulamalarında mutlaka kuralların
uzman deneyimlerine dayanarak tanımlanması gerekir. Üyelik fonksiyonlarını ve
bulanık mantık kurallarını tanımlamak her zaman kolay değildir.
•
Sistemlerin kararlılık, gözlemlenebilirlik ve
denetlenebilirlik analizlerinin yapılmasında ispatlanmış kesin bir yöntemin
olmayışı bulanık mantığın temel sorunudur. Günümüzde bu sadece pahalı
deneyimlerle mümkün olmaktadır (Elmas, 2003a: 39-40).
3. BULANIK KARAR TEORİSİ
3.1. Bulanık Karar Verme
Gerçek hayatta
karşımıza çıkan durumlarda, eksik ya da elde edilemeyen bilgi yüzünden veriler
kolay belirlenemediğinden genellikle bulanıktır ve kesin değildir. Bu yüzden,
karar vericiler bazen eksik ve sayısal olmayan bilgiler kullanarak karar vermek
zorunda kalabilirler. Bu gibi durumlarda bulanık küme teorisi, karar verme
sürecine dâhil edilerek daha etkin kararlara ulaşılabilir.
Karar verme,
kişiden kişiye değiştiği için sübjektif bir süreçtir ve belirsizlikler
içermektedir. Klasik karar verme yöntemleri, belirsiz ve kesin olmayan
durumlarda kullanılamadığından bu gibi durumlarda bulanık karar verme yöntemleri
kullanılmaktadır (Mete ve Manisalı, 2007: 1214). Bu bağlamda bulanık mantığın
temel amacı, insanların tam ve kesin olmayan bilgiler ışığında tutarlı ve doğru
kararlar vermelerini sağlayan düşünme ve karar verme mekanizmalarının
modellenmesi olarak belirtilebilir (Türkbey, 2003: 64).
Bulanık karar vermenin ana çalışma
alanı belirsizlik altında karar vermedir. Çünkü elimizde kriterlere,
alternatiflere ve sonuçlara ilişkin sayısal değerler değil sözel değerler
mevcuttur ve bu da belirsizliğe neden olur. Karar verici alternatifleri
oluştururken kişisel görüşlerine dayanarak belirsizlik içeren sözel değerler de
kullanır ve bunlar bulanık kümeler ile temsil edilebilir. Karar verici
tarafından üretilen bu tipte alternatiflerin mevcut kriterlere göre sübjektif
değerlendirmesinden sonra kriterlerin tümünü tatmin etme derecesine göre
sıralamaya konulur ve en yüksek değerlinin yani en uygununun bulunması ile
optimal çözüm elde edilir (Eminov ve Ballı, 2004: 440).
3.2. Bulanık Çok Kriterli Karar Verme
Bulanık küme
teorisinin kullanımına en uygun alanlardan biri karar analizidir. Genellikle
çok kriterli karar problemleri içerdikleri karmaşık, değerleri sözel olabilen
ancak çok iyi tanımlanamayan kriterler nedeniyle bulanık küme teorisi
kullanılarak modellenmeye çok uygundur (Gültaş ve Özok, 2007: 88). Son
yıllarda bulanık kümelerin, çok kriterli karar verme sürecine dâhil edilmesiyle
Çok Kriterli Karar Verme’nin (ÇKKV) alanı genişletilmiş ve büyük bir gelişme
kat edilmiştir. Böylelikle bulanık ÇKKV ortaya çıkmıştır.
Bir karar
verme sürecinde temel problem, birbiri ile çelişen kriterlere göre
değerlendirilen seçenekler kümesinden en iyi seçeneği belirlemektir. Bu amaca
yönelik olarak geliştirilmiş karar verme yöntemlerinin büyük bir bölümü sadece
nicel kriterleri kapsamaktadır. Oysa gerçek hayatta karar verme süreci nicel ya
da nitel kriterlerden önemli ölçüde etkilenmektedir (İnce ve Gültaş, 2006:
108). Klasik ÇKKV yöntemlerinde karar verme, alternatiflerin belirli bir
kritere ilişkin değerlendirilmesi onların bu kriterlere ilişkin sahip olduğu
gerçek sayılarla veya belirli bir olasılık değerine göre yapılır. Nicel olarak
tanımlanan bu tür kriterlerden farklı olarak sadece sözel ifade edilebilen veya
belirsizlik içeren, yani kesin olarak tanımlanamayan nitel kriterlerin söz
konusu olduğu problemler de mevcuttur. Bu durumda alternatiflerin böyle
kriterlere ilişkin aldığı değerler onların sübjektif olarak değerlendirilmesi
ile yapılır. Bunun için nitel kriterlerin önce bulanık kümelerle temsil
edilmesi ve sonra alternatiflerin bu kümelere üyelik değerlerinin belirlenmesi
ile belirsizlik ortamında karar vermeye imkân sağlanır (Ballı, 2005: 3).
3.2.1 Bulanık Çok Kriterli Karar Verme Yöntemleri
Faklı durum ve ortamlarda, farklı alternatiflerin seçilmesi için karar
verme, yönetim kademesinde bulunanların en önemli ve zor görevlerinden biridir.
Günümüzün hızla değişen rekabetçi ortamı, bir işletmenin başarılı olması için,
detaylı karar verme sürecine sahip olmasını gerektirir. Karar verme, sadece
bilgiyi kullanarak değil, aynı zamanda gelişmiş karar verme tekniklerinin
yardımıyla gerçekleştirilmelidir. Dolayısıyla doğru kararların alınması
rekabetçi ortamda avantaj kazanmak için gereklidir. Ayrıca bu karar verme
sürecine birden fazla amaç ve kriter de dâhil olmaktadır. Bu yüzden
işletmelerin önemli kararlarını verirken, bütün kriterleri göz önünde
bulunduran ÇKKV yöntemlerini kullanmaları yararlarına olacaktır (Soner ve Önüt,
2006: 120). Ancak karşılaşılan problemin çözümünde kullanılan karar
matrisindeki oranların sözel veya bulanık olduğu durumlarda, mevcut ÇKKV
yöntemlerinin yetersiz kalmasından dolayı bulanık ÇKKV yöntemleri
geliştirilmiştir (Menteş, 2000: 1). Literatürde en çok karşımıza çıkan bulanık
ÇKKV yöntemleri, Bulanık Analitik Hiyerarşi Prosesi, Bulanık TOPSIS
yöntemleridir. Ayrıca bu bölümde Bulanık PROMETHEE, Bulanık Ağırlıklı Toplam ve
Bulanık Ağırlıklı Çarpım yöntemlerine de değinilmiştir.
4. ANALİTİK
HİYERARŞİK PROSES
Thomas L. Saaty (1980) tarafından geliştirilen Analitik
Hiyerarşi Prosesi (AHP), yaygın olarak kullanılan çok kriterli karar verme
yöntemlerinden bir tanesidir. AHP yöntemi karmaşık karar problemlerinde,
alternatif ve kriterlere göreceli önem değerleri verilmek suretiyle, yönetsel
karar mekanizmasının çalıştırılması esasına dayanır.
AHP yöntemi karar
vericilerin karmaşık problemleri; problemin ana hedefi, kriterleri, alt
kriterler ve alternatifleri arasındaki ilişkiyi gösteren hiyerarşik bir yapıda
modellemelerine olanak verir. AHP yönteminin en önemli özelliği karar vericinin
hem objektif hem de sübjektif düşüncelerini karar sürecine dâhil edebilmesidir.
Bir başka ifade ile AHP, bilginin, deneyimin, bireyin düşüncelerinin ve
önsezilerinin mantıksal bir şekilde birleştirildiği bir yöntemdir (Kuruüzüm ve
Atsan, 2001: 84). Buna ilave olarak AHP yönteminin bir diğer önemli özelliği de
hiyerarşik yapı oluşturulması esnasında problemin detaylı bir şekilde ortaya
koyulması ve ayrıştırılmasıdır (Polat, 2000: 13).
AHP yöntemi, karmaşık problemlerin çözümünde pratik bir
araç olarak kullanılmaktadır. AHP hakkında yayınlanmış pek çok çalışma
bulunmaktadır. Bunlar AHP yönteminin, planlama, en iyi alternatifin seçilmesi,
kaynak dağıtımı gibi çeşitli alanlarda uygulamalarını içermektedir (Omkarprasad
vd, 2006: 1).
AHP yönteminde karar
verici her seviyedeki n tane kriter veya
alternatif için n(
tane ikili karşılaştırma yapmak zorundadır.
Elde edilen sonuçlara göre alternatiflerin puanları hesaplanır.
AHP’de çözüm adımları su sekilde
sıralanır:
-
Problem
ortaya konur, hiyerarside en üstte yer alacak hedef belirlenir.
-
Daha
sonra hiyerarsi olusturulur. Olusturulan hiyerarside; en üstte amaç olmak üzere
kriterler, alt kriterler ve alternatifler belirlenir.
-
İkili karsılastırma
matrisi olusturulur.
-
Olusturulan ikili
karsılastırma matrisinden yararlanarak göreli önem vektörü (agırlık vektörü)
bulunur.
-
Tutarlılık oranı
hesaplanır. Tutarlılık durumunda karar verilir.
5.BULANIK ANALİTİK HİYERARŞİK PROSES
Analitik Hiyerarşi Prosesi (AHP)
yöntemi, uzman kişinin bilgilerini ele alsa da, insani düşünme tarzını
yansıtamamaktadır (Kahraman vd, 2003b: 173). Ayrıca AHP yöntemi, ikili
karşılaştırma sürecinde, belirsizlik ve kararsızlık durumlarını ele almada
yetersiz olmasından dolayı eleştirilmektedir (Deng, 1999: 215). Bu yüzden
hiyerarşik problemleri çözmek için Bulanık Analitik Hiyerarşi Prosesi (BAHP)
geliştirilmiştir. Keskin değerlerin kullanıldığı AHP’den farklı olarak, BAHP’de
kıyaslama oranları bir değer aralığında verilmektedir (Bender ve Simonovic,
2000: 36). Böylece, karar alma sürecindeki belirsizliğin daha kolay üstesinden
gelinebilmektedir.
BAHP
özellikle çok kriterli karar verme problemlerinde yaygın kullanım alanı bulmuş
bir yöntemdir. BAHP yöntemi karmaşık problemleri hiyerarşiler sistemine
dönüştürerek çözümleyen analitik bir süreçtir.
BAHP’nin klasik AHP’ye göre
üstünlükleri şu şekilde sıralanabilir (Güner, 2005:47):
•
Bulanık
sayılar, gerçek değerlere göre insanların değerlendirmelerini daha iyi
yansıtabilmektedir.
•
Bulanık sayılar, karar vericilere ana amaca
ulaşmada değerlendirme yaparken kolaylık sağlamaktadır.
Bu tez
çalışmasında Chang (1996) tarafından ileri sürülen genişletilmiş BAHP yöntemi
ele alınmıştır. Genişletilmiş BAHP yönteminin kullanımı sıkıcı ve ağır
matematiksel işlemlerin kullanımını içermez. Genişletilmiş BAHP yöntemi, insani
düşünce tarzının belirsizliğini ele alma yeteneğine sahiptir ve çok kriterli
karar verme problemlerini çözmede etkilidir (Chan ve Kumar, 2007: 430).
i = 1,2,...., n
|
X ={x1,x2,...xn} bir nesneler kümesi ve U = {u1,u2,...un} de bir amaçlar kümesi olsun. Genişletilmiş analiz yöntemine göre, her bir nesne bir amacı gerçekleştirmek üzere ele alınır. Genişletilmiş ifadesi ile bu nesnenin amacı ne kadar gerçekleştirdiği ifade ,edilmektedir. Böylece, m tane genişletilmiş analiz değeri elde edilmiş olup şu şekilde gösterilir:
Buradaki tüm Mg (j
= 1, 2, ..., m) değerleri, üçgen bulanık sayılardır. Chang’in
genişletilmiş analizinin adımları aşağıdaki gibi özetlenebilir (Chang, 1996:
650):
1.Adım: i.nesne için
bulanık büyüklük değeri şu şekilde tanımlanır:
Burada Si, i. amacın sentez değerini, M jgi her bir amaca yönelik
genişletilmiş değeri ifade etmektedir. Eşitlik (5.2)’deki işlem, bulanık
sayılarda yapılan bir çeşit normalizasyon işlemi olarak da algılanabilir.
Toplam Mj değerini
elde etmek için, m adet genişletilmiş
analiz değeri bulanık toplama işlemi yardımıyla bulunarak bir matris elde
edilir. Bu matrisin elemanları eşitlik (5.3) yardımıyla bulunur:
M jgi (j = 1, 2, ..., m) değerlerinin
bulanık toplama işlemi şu şekilde uygulanır:
2.Adım: Chang’in önerdiği yöntem, elde edilen sentez değerlerinin
karşılaştırılması ve bu karşılaştırma değerlerinden ağırlık değerlerinin elde
edilmesi esasına dayanmaktadır. İki bulanık sayının karşılaştırılması şu
şekilde yapılmaktadır:
M1 = (l1,m1,u1) ve M2 = (l2,m2,u2) iki üçgen bulanık sayı iken M2 > M1 eşitliğinin
olabilirlik derecesi şu şekilde tanımlanabilir:
Bu eşitlik, y > x eşitsizliğinin
genişleme prensibine göre ifade edilmiş şeklidir. Eşitlik y > x ve pM (x) = p~~ (y) gibi ilişki bulunan (x,y) sayı çiftinin aralarındaki
büyüklük ilişkisini yani M2’nin M 1’den büyük olma
olabilirliğini gösteren değerin V (M2 > M1
) = 1 olduğunu belirtmektedir. Bu eşitlikte M2 ’nin orta değerinin M1 ’den büyük olabilirliği 1 değerini
almaktadır. Aksi takdirde, olabilirlik hesabı eşitlik (5.8) kullanılarak
yapılabilir. Ancak sadece, V(M2
> M1) değerini bilmek yeterli değildir. Ayrıca V(M1
> M2) değerinin de hesaplanması gereklidir.
,
diğer
durumlarda
|
Şekil 5.1.1. M1 ve M2 sayılarının büyüklüklerinin karşılaştırılması
(Chang, 1996: 651)
3.Adım: Konveks bir bulanık sayının k adet bulanık sayıdan, Mi (i=1, 2,….k) daha büyük olabilirlik derecesi
şöyle tanımlanır:
V(M > M1,M2,
Mk) = V[(M > M1)
ve (M > M2) ve....(M > Mk)]
=
min V(M > M.), i = 1,2,3,....,k (5.8)
O takdirde Sj’ler için şu varsayımlar yapılmıştır:
k = 1,2,...., n; k ≠ j için d'(âi ) = min V(Si > Sk)
Daha sonra ağırlık vektörü Ai (i = 1,2,...... ,n)
’nin n elemandan oluştuğu
W ' = (d'(A1), d'(A2),.... , d'(An ))T (5.9) şekliyle verilir.
4.Adım: Normalizasyon ile normalize edilmiş ağırlık vektörü W elde edilir ve burada W bir bulanık sayı değildir.
W = (d (A1), d (A2),.. , d (An„ ))T (5.10)
Literatürde BAHP yöntemini ele alan birçok çalışma bulunmaktadır.
Bu çalışmalarda bulanık kümeler kuramı ve hiyerarşik yapı kullanılarak çok
kriterli karar verme problemleri ele alınmıştır.
İlk BAHP çalışması, üçgen üyelik fonksiyonlarıyla tanımlanmış
bulanık oranları karşılaştıran Van Laarhoven ve Pedrycz (1983) tarafından
yapılmıştır. Birbiri ile çelişen karar kriterleri altında birden çok alternatif
arasından seçim yapmak için, Saaty’nin ikili karşılaştırma yönteminin bulanık
şekli olan bir yöntem sunmuşlardır. Bu çalışmada, karar vericilerden
fikirlerini üçgen bulanık sayılar ile ifade etmeleri istenmiştir. Yöntem iki
farklı aşamada uygulanmıştır. İlk olarak karar kriterlerinin bulanık
ağırlıkları, ikinci olarak ise her kriter bazında alternatiflerin bulanık
ağırlıkları belirlenmiştir. Öncelik değerlerinin bulunmasında logaritmik
regresyondan yararlanılmıştır. Karar vericiler, bu sonuçların uygun bir
birleşimi ile alternatiflerin bulanık skorlarını elde etmişlerdir. Bu bulanık
skorlar kullanılarak alternatifler arasından en iyisi seçilebilecektir.
Önerdikleri yöntemi, bir üniversitede profesör seçim probleminin çözümünde
kullanmışlardır.
Chang (1996), karşılaştırmalarda üçgen bulanık sayıları kullanarak
BAHP için yeni bir yaklaşım ortaya atmıştır ve ikili karşılaştırmalarda
genişletilmiş analiz yöntemini kullanmıştır. Uygulama kısmında, Van Laarhoven
ve Pedrycz’in (1983) çalışmasında ele almış olduğu bir üniversiteye profesör
seçim problemini, genişletilmiş analiz yöntemiyle çözmüştür. Ayrıca
genişletilmiş analiz yöntemi ile logaritmik en küçük kareler yönteminin
kıyaslamasına da yer vermiştir.
Shamsuzzaman
vd (2003), esnek imalat sistemleri alternatiflerinden en uygun olanının
seçilmesinde BAHP yöntemini önermişlerdir. Bulanık kümeler, seçim kriterlerinin
sözel değişkenler seklinde ifade edilmesinde kullanılmaktadır. Daha sonra,
AHP
yöntemi ile seçim kriterlerinin göreceli ağırlıkları ve önemleri belirlenerek,
geliştirilen uzman sistem yardımıyla en iyi alternatif seçilmektedir.
Zhang
vd (2005), alternatiflerin değerlendirilmesinde ve kriterlerin ağırlıklarının
belirlenmesinde yamuk bulanık sayıların kullanıldığı BAHP yöntemi ile
hiyerarşik bulanık integral yöntemine dayanan yeni bir yaklaşım ortaya
koymuşlardır. Çalışmada önerilen bulanık çok kriterli karar verme yaklaşımı
silah sistemlerinin değerlendirilmesinde kullanılmıştır. Çalışmanın sonunda en
iyi savaş tankı seçim problemini içeren sayısal bir örnek ele alınmıştır.
(Lee
A), Taiwan’da imalat sanayinde bilgi teknolojisi bölümlerini değerlendirmek
için BAHP yöntemine dayanan bir yaklaşım sunmuşlardır. Hiyararşik yapıda yer
alan dört ana kriter belirlendikten sonra BAHP yöntemi ile değerlendirme
yapılmıştır. Çalışma sonucunda elde edilen bilgiler, imalat sanayindeki bilgi
teknolojisi bölümlerine performanslarını arttırmada yol gösterici niteliktedir.
Ertuğrul
(2007), makina seçim problemi için BAHP yöntemini önermiştir. Çalışmanın
uygulama bölümünde, bir tekstil işletmesinde üç baskı makinası alternatifinden
işletme için en uygun alternatifin belirlenmesinde BAHP yönteminden
yararlanılmıştır.
Chang’ın
metodunda tutarlılık oranının hesaplanabilmesi mümkün olmamaktadır. Chang tarafından önerilen genişletilmiş analiz
yönteminde tutarlılığın hesaplanması bazı durumlarda mümkün görülmemektedir. Bulanık AHP sonucunda toplam ağırlık
vektöründe bazı kriterlerin ağırlıkları sıfır çıkmaktadır. Tutarlılık indeksi
hesaplarken, durulaştırılmış ikili karşılaştırma matrisi ile ağırlık vektörü
çarpılıp, bulunan vektörün ağırlık vektörünün her bir elemanına tek tek bölünmesi
gerekmektedir. Ağırlık vektörünün elemanlarından birisi sıfır olduğu durumlarda
sayının sıfıra bölünmesi söz konusu olmaktadır. Bu durum ise matematikte
tanımsızlık belirtmektedir.
6. ELEKTRONİK ROBOTLAR
İnsanın fiziksel gücü sınırlı olduğundan fazla fiziksel güç
gerektiren işler için insan tarafından yönetilen makinalar geliştirilmiştir.
Sanayi çağı bu makinaların çağıdır. Ancak bu makinaların kendi kendine karar
verme kabiliyeti yoktur ve çalışmaları için genellikle sürekli (atanmış) bir
kullanıcı gerekmektedir. Teknoloji alanındaki gelişmeler arttıkça insanın
yerini alacak, kendi kendini kontrol edebilen otonom sistemler üzerinde
durulmuştur. Bu şekilde insan sadece kendinde var olan düşünebilme yeteneği
sayesinde onun yerine çalışacak, belli bir iş yapma konusunda uzman, mekatronik
elemanlar üretmiştir. Zamanla bu kavram genişlemiş ve bir işlemi başından
sonuna kadar insan müdahalesi olmadan gerçekleştirebilecek robotlu otomasyon
sistemleri ortaya çıkmıştır.
Endüstriyel robotlar için ilk teorik çalışma 1955 yılında Denavit
ve Hartenberg’in geliştirdikleri, kendi adlarıyla anılan homojen transformasyon
matrisleridir( J.Craig). İlk endüstriyel uygulama ise 1961 yılında kalıp dökme
makinasının bakımında kullanılan Unimate robotudur. O tarihten günümüze kadar
robotlar, parça yükleme/boşaltma, parça işleme, kaynak, boyama, montaj, test
gibi birçok farklı uygulama alanında kullanılagelmiştir.
6.1.Sanayi
Robotları
Günümüz çalışma şartları ve rekabet ortamında, yapılan
işin mükemmelliği ve kalitesi büyük önem kazanmış durumdadır ( K.Asai, C.Ray).
İşte bu şartlar altında robot kullanımıyla, kalite
arttırılmakta, standart üretim sağlanmakta, işçilik ve malzeme giderleri
azaltılmaktadır. Böylece robot sistemine sahip şirketlerin rakipleriyle
arasındaki rekabet güçleri artmaktadır.
Son zamanlarda yapılan ve
gelişmiş ülkeleri kapsayan bir araştırmaya göre son 130 yılda kişi başına
üretkenlik yaklaşık 25 kat artmıştır. Bu üretkenlik artışının yarısı yani 13
kat kadarı fiziki ürün artışı, diğer yarısı da insanların çalışma sürelerinin yaklaşık
yarı yarıya düşmesi şeklinde görülmüştür. Fiziki ürün artışı ancak, otomasyon,
anında üretim (just-in-time) ve esnek (flexible) üretim ile
gerçekleşebilmektedir. Bugün yarı yarıya çalışıp 13 kat daha yüksek bir refah
seviyesinde yaşamak da sadece sanayi devriminin getirdiği makineleşme,
otomasyon ve günden güne artan robot kullanımı sayesinde gerçekleşmiştir( C.Ray.Asfahl)
6.1.1. Sanayi Robotunun Tanımı
Robotların şimdiye kadar birçok farklı tanımı
yapılmıştır. Webster sözlüğünde robot, "genellikle insanların
gerçekleştirdikleri işlevleri yerine getiren otomatik araçlar" olarak
tanımlanmaktadır. Ancak bu tanıma göre mesela bir çamaşır makinesi de robot
sayılabilmektedir.
Sanayi robotunun en kapsamlı tanımı ve robot tiplerinin
sınıflandırılması ISO 8373 standardında belirlenmiştir. Bu standarda göre bir
robot şöyle tanımlanır: "Endüstriyel uygulamalarda kullanılan, üç veya
daha fazla programlanabilir ekseni olan, otomatik kontrollü, yeniden
programlanabilir, çok amaçlı, bir yerde sabit duran veya hareket edebilen
manipülatör."
6.2.Robot Sistemleri
Endüstriyel uygulamalarda robotlar, her zaman daha
büyük bir sistemin parçası olmak durumundadırlar. Böyle bir sistemde robotun
yanında düşünülmesi gereken diğer parametreler, tanımlanması gereken hedefler,
sistemin sağlaması gereken şartlar ve gerekli bileşenler belirlenmelidir.
Elektrik ve Elektronik Mühendisleri Enstitüsü’nün (IEEE)’nin tanımına göre
sistem(The International Federation of Robotics )
"Birbiriyle etkileşim içinde bulunan farklı
yapılardan veya alt bileşenlerden meydana gelen ve bir bütünlük oluşturan
tümleşik yapıdır". Diğer bir görüş açısına göre ise sistem belli bir amaca
hizmet eden, yapısı ve sınırları tanımlanmış bir varlıktır. Birlikte çalışan
alt sistemlerin veya parçaların toplamı sistem olarak tanımlanabilir.
6.3.Robotlu Kaynak Sistemleri
Tüm ölçekteki üretici kuruluşlar bugünün uluslararası
pazarında rekabet edebilir bir çizgi yakalamak için robota dayalı kaynak
sistemlerini tercih etmektedirler. Bu tercihte olan üreticiler kaynak
kalitesini, verimliliğini ve esnekliğini arttırmak ve müşterilerinin dinamik
ihtiyaçlarını karşılamak gerektiğini fark etmektedirler.
Robot kullanılarak yapılan kaynak göz önüne alınırsa,
bu sistem, kullanılan kaynak telinin 1.5 katı kadar tekrarlanabilir
hassasiyette kaynak kalitesinde parçalar içerir. Parçalar bu aralıkta
tekrarlanabilir değil ise dokunma sensörü (Touch Sensor) veya herhangi bir
dikiş izleme sistemi (Seam Tracker) veya ark sensörü (Arc Sensor) gerekecektir.
Ark sensörü yardımı ile sürekli kaynak çizgisini takip ederken çalışılan
parçanın üretiminde meydana gelen hata, ısıl gerilme vs. bağlı olarak meydana
gelebilecek sapmaları düzeltmek mümkün olur. Dokunma sensörü yardımı ile kaynak
başlama noktası en iyi şekilde bulunabilir.
Robot sistemi seçiminde diğer bir önemli ön adım da
doğru kaynak prosesini ve uygulama ekipmanını seçmektir. Kaynak prosesinin
seçimi kaynak görünümünü, kaynak genişliğini, ilerleme hızını, üretim
kapasitesini ve parça kalitesini etkileyecektir. Elle kaynak yapılan benzer
prosesler bazen robot sistemi tarafından yapılamayabilir. Bir robot parçalar
arasında ayarlama yapamazken kaynakçı yapabilir. Ve yine bir robot genellikle
bir kaynakçıdan iki hatta dört kat hızlı şekilde kaynak yapabilecek ve sabit
sonuçlar elde ederek çalışacaktır.
MAKİNE
1 - ABB-IRB-6640
Şekil 7.1.1. Makine 1
ABB Robotics firmasının
IRB 6640 serisi, yüksek performanslı endüstriyel robotlardır. IRB 6640,
endüstri sınırlaması olmaksızın proses uygulamaları için idealdir (Örnek: spot
welding, material handling, machine tending).
Yüksek performanslı
endüstriyel robot: IRB 6400r sınıfının en güçlü, sert ve yeterli robotudur.Aliminyum
dökümlerde ve e.g. temizlikte muhteşem bir performans sağlar.
Güvenilir – Yüksek
üretim hızı: Kendini kanıtlamış dizaynı ile yüksek üretim hızı sağlar.
Güvenlik – Güvenli bir
yatırım: Gelişmiş hareket kontrolü ve çarpışma engelleyici ayarlarıyla alet
ve iş zararlarını azaltir.
Hızlı – Kısa devir
zamanları: Robot hızlanma ve yavaşlamasının en iyi şekilde optimize edilmesi
için kullanılan ABB nin kendine özel hareket kontrol sistemi robotda minimum
devir zamanına ulaşılmasını sağlamıştır.
Kesinlik – Parça
Kalitesi: ABB TrueMove yol kesinliği ve pozisyon tekrarlanabilirliği (RP=1.0
mm) bakımından sınıfının en iyisi.
Tablo 7.1.1. Makine 1’in özellikleri
Ürün Adı
|
ABB-IRB-6640
|
Taşıma Kapasitesi
|
200.0 kg
|
Eksen
|
6
|
Uygulama Alanları
|
Punta Kaynak
|
Paketleme
|
|
Taşıma
|
MAKİNE 2 - FANUC-R-2000 İB
Şekil 7.1.2.
Makine 2
Gereksinimlerin karşılamak yüksek performans, kompakt, hafif
tasarım fanuc robot büyük ölçüde azaltır montaj zorluğu ve bir alanı kaplar ve
maliyeti etkilidir. Özellikle donanımlı 2d, 3d görme fonksiyonu, robot
benzetilebilir karmaşık montaj çevre, konumlandırma parçası bir alanlarında
geniş, telafi değişiklik malzeme pozisyon ve açı çok uygundur kaynak ve taşıma
otomobil parçaları ve küçük boyutlu metal ürünleridir.
Robot vardır eşsiz üstün performans: ile kompakt ve hafif gelişmiş
kol, fazla olacak ve maliyet etkilidir.
Tablo 7.1.2. Makine 2’nin özellikleri
Ürün Adı
|
FANUC-R-2000 İB
|
Taşıma Kapasitesi
|
200.0 kg
|
Eksen
|
6
|
Uygulama Alanları
|
Montaj
|
Paketleme
|
|
Kesim
|
|
Punta Kaynak
|
MAKİNE 3 - KUKA-KR-200-2-comp
Şekil 7.1.3. Makine 3
Kuka
Firmasının KR 6 ARC robotu olup, 6 serbestlik derecesine sahiptir. Robot, ark
kaynağı üzerine özelleşmiş olup, Fronius kaynak ekipmanları ile birlikte
çalışmaktadır. Tekrarlanabilirlik hassasiyeti ±0,1 mm olan robotun maksimum
erişim mesafesi 2400 mm.dir. Çalışma hacmi 14,5 m³ olup eksenlerde kullanılan
servo motor hızları, 1,2 ve 3. eksenler için 3000 dev/dak, 4,5 ve 6. eksenler
için 6000 dev/dak.’dır.
Tablo 7.1.3. Makine 3’ün özellikleri
Ürün Adı
|
KUKA-KR-200-3 comp
|
Taşıma Kapasitesi
|
200.0 kg
|
Eksen
|
6
|
Uygulama Alanları
|
Paketleme
|
Montaj
|
|
Punta Kaynak
|
|
Taşıma
|
MAKİNE 4 - IRB
6650S
Şekil
7.1.4. Makine 4
Güçlü robot ailesinin raf robotu versiyonudur.
IRB 6650S bütün yatay ve
dikey hareketleri max. asağı ve yukarı erişim yeteneği kadar iyi yapmaktadir.
Bu kombinasyon çalışma alanlarında yeni olanaklar sunmaktadır.
Güvenilir - Yüksek üretim hızı: Robotun servis bilgi
sistemi sayesinde yüklemeleri ve hareketleri en güvenli ve verimli şekilde
çalışmasi sağlanır.
Güvenli - Güvenli bir yatırım: Robotun 200 kg
kaldırabilmesi istenmeyen kazalarda personelin koruyucusu olacaktır.
Kesinlik – Parça Kalitesi: ABB TrueMove yol
kesinliği ve pozisyon tekrarlanabilirliği(RP = 0.11 mm) bakımından sınıfının en
iyisi.
Güçlü - Maximum seviyede kullanılabilirlik:
Kaldırabilme özelliği 2
ayrı seçenekle sınırlandırılmıştır. 125 ve 200 kg. Maximum erişebilme 3.0 – 3.5
m. arasındadır.
Hızlı – Kısa devir zamanları: Robot hızlanma ve
yavaşlamasının en iyi şekilde optimize edilmesi için kullanılan ABB nin kendine
özel hareket kontrol sistemi robotta minimum devir zamanına ulaşılmasını
sağlamıştır.
Tablo
7.1.4. Makine 4’ün özellikleri
Ürün Adı
|
KUKA-KR-200-3 comp
|
Taşıma Kapasitesi
|
200.0 kg
|
Eksen
|
6
|
Uygulama Alanları
|
Besleme
|
Taşıma
|
|
Punta Kaynak
|
8.MAKİNE SEÇİM PROBLEMİ
Hız: İşletmeler
kendilerine gelen talebi, kaliteli ve hızlı bir şekilde müşteriye ulaştırma
amacındadır. Günümüzde tam zamanında
üretim( Just In Time ) kavramı çok önemlidir. Makine hızları da teslim zamanlarını
etkilemektedir. Bundan dolayı makinelerin hızlarının istenen düzeyde olması
makine seçiminde işletme açısından önemli bir kriterdir.
Verimlilik:
Verimlilik, üretkenliğin kalitesinin bir
göstergesidir. Kısaca verimliliğin tanımı girdilerin toplamından elde edilen
çıktıların oranıdır. İşletmelerde mevcut kapasitenin ne kadarının
kullanılabildiği büyük önem arz etmektedir. Burda önemli olan üretim sürecinde
kapasiteye ne kadar yaklaşıldığıdır.
Bozulma
Oranı: Belirli bir üretim zamanında makinelerde görülen
bozulma sıklığı işletmeye binen maliyeti arttırmaktadır. Bozulan makine tamir
maliyeti oluşturur. Bozulduğu süre içinde üretime katılamaz. Hatta bazı
durumlarda üretim durabilir. Bu yüzden bozulmalar makine seçiminde önem arz
etmektedir.
Maliyet: Bir
ünite malın (veya daha fazla) elde edilmesi için harcanan üretim faktörleri
(emek, sermaye, toprak) toplamına denir. Makine seçiminde maliyet önemli bir
kriterdir. Aşırı maliyet işletmeye yük oluşturacağından bu kriter göz önünde
bulundurulmalıdır.
Şekil
8.1.1 Makine seçim probleminin hiyerarşik yapısı
9.PROBLEMİN BAHP İLE ÇÖZÜMÜ
Makinelerin seçim probleminin BAHP ile çözümü için 4 önemli kriter seçilmiştir.
Bu kriterlerimiz hız, maliyet, bozulma oranı ve verimliliktir. Bu kriterlerin
ikili karşılaştırmalarını bulmak için anketler yapılmıştır. Daha sonra bu ikili karşılaştırmalar
kullanılarak bulanık karar matrisleri oluşturulmuştur. Bulanık karar matrisinde
değerlendirme sonuçları üçgen bulanık sayı şeklindedir.
Anketlerimiz sonucunda kriter ve alternatiflerimiz
değerlendirilerek değerlendirme sonuçlarımız ile bulanık karar matrislerimizin
oluşturulmasından sonra bu matrislerdeki değerler eşitlik (9.1) yardımıyla tek
bir değere indirgenir:
Mij=(1/N)⊕(m1ij⊕m2ij⊗...⊗mNij) (9.1)
Burada
Mij karar
vericilerin değerlendirme sonuçlarının bütünleşik değerini gösteren üçgen
bulanık sayı, mkij ise k.karar verici tarafından
i.alternatifin j.kriter bazında kıyaslama sonucunu,N de karar verici sayısını
göstermektedir(Cheng vd,2008:135).
Anketlerimiz sonucunda oluşturulan ikili karşılaştırma
sonucu oluşturulan birleştirilmiş karar matrisi tablo 9.1’de görülmektedir.
Tablo
9.1. Anketlerimiz sonucu birleştirilmiş ikili
karşılaştırmalar matrisi
Bozulma Oranı
|
Maliyet
|
Hız
|
Verimlilik
|
|
Bozulma Oranı
|
(1, 1, 1)
|
(1/2, 2/3 , 1)
|
(2/5 , 1/2 , 2/3)
|
(2/7 , 1/3 , 2/5 )
|
Maliyet
|
(1, 3/2 , 2)
|
(1, 1, 1)
|
(1/2, 2/3 , 1)
|
(2/5 , 1/2 , 2/3)
|
Hız
|
(3/2, 2, 5/2)
|
(1, 3/2, 2)
|
(1 , 1 , 1)
|
( 2/3 , 1 , 2 )
|
Verimlilik
|
(5/2, 3, 7/2)
|
(3/2, 2, 5/2)
|
( 1/2 , 1 , 3/2 )
|
(1 , 1 , 1)
|
Chang’in(1996)
Genişletilmiş Analiz Yöntemi’ne göre öncelikle sentez değerlerinin bulunması
gereklidir.Kriterlere ait sentez değerleri şu şekilde hesaplanır:
S1=(2.18,2.5,3.06)⊕(0.04,0.05,0.06)=(0.08,0.12,0.18) BOZULMA
ORANI
S2=(2.9,3.66,4.66)⊕(0.04,0.05,0.06)=(0.11,0.18,0.27) MALİYET
S3=(4.16,5,7.5)⊕(0.04,0.05,0.06)=(0.16,0.25,0.45) HIZ
S4=((5.5,7,8.5)⊕(0.04,0.05,0.06)=(0.22,0,35,0.51) VERİMLİLİK
Elde
edilen bu değerler kullanılarak bulanık sayıların karşılaştırılması yapılır ve
şu değerler elde edilir:
V(Bo>H) =0,133
V(M>Bo) =1
V(Bo>M) =0,538
V(M>H) =0,562
V(Bo>V) =0
V(M>V) =0,15
V(H>Bo) =1 V(V>Bo) =1
V(H>M) =1
V(V>M) =1
V(H>V) =0,696 V(V>H) =1
Elde
edilen bu değerler yardımıyla kriterlerin öncelik değerleri şu şekilde
hesaplanır:
d‘(Bo)= min (0.133, 0.538, 0) = 0
d‘(M)=min(1,0.562,0.15)=0.15
d‘(H)=min(1,1,0.696)=0.696
d‘(V)=min(1,1,1)=1
Öncelik vektörünün hesaplanması sonucunda aşağıdaki
vektör elde edilir.
W‘=(0,0.15,0.696,1)
Bu vektörde yer alan deerlerin normalizasyonu
sonucunda kriterlerin öncelik değerleri sırasıyla;
(0,0.08,0.38,0.54)
olarak hesaplanır. Bu değerlere göre, makine seçim probleminde en fazla
verimlilik kriterine önem vermektedir.Bu kriteri sırasıyla hız, maliyet,
bozulma oranı kriterleri izlemektedir. Kriterlerin sahip oldukları ağırlıklar Tablo 9.2’te özetlenmiştir.
Tablo 9.2. Kriterlerin Ağırlıkları
Kriter No
|
Kriter
|
Kriter Ağırlığı
|
K1
|
Bozulma oranı
|
0
|
K2
|
Maliyet
|
0,08
|
K3
|
Hız
|
0,38
|
K4
|
Verimlilik
|
0,54
|
Kriterlere
ilişkin ağırlıklar belirlendikten sonra, karar vericilerin her kriter altında
dört makine alternatifini
değerlendirmeleri ele alınmıştır. İlk olarak bozulma oranı kriteri için
alternatiflerin değerlendirme sonuçlarının birleştirilmiş şekli Tablo 9.3’de görüldüğü gibidir. Bu tablodaki verilerden
yararlanarak bozulma oranı kriteri
altında dört alternatife ilişkin sentez değerleri şu şekilde hesaplanır:
Tablo
9.3. Bozulma
kriteri için alternatiflerin birleştirilmiş değerlendirme sonuçları
M1
|
M2
|
M3
|
M4
|
|
M1
|
(1,1,1)
|
(2/7,1/3,2/5)
|
(2/5,1/2,2/3)
|
(2/9,1/4,2/7)
|
M2
|
(5/2,3,7/2)
|
(1,1,1)
|
(2/3,1,3/2)
|
(2/3,1,3/2)
|
M3
|
(3/2,2,5/2)
|
(2/3,1,3/2)
|
(1,1,1)
|
(2/3,1,3/2)
|
M4
|
(7/2,4,9/2)
|
(2/3,1,3/2)
|
(2/3,1,3/2)
|
(1,1,1)
|
S1=(1.9,2.08,2.35)*(0.04,0.05,0.061)=(0.08,0.10,0.14)
S2=(4.83,6,7.5)*(0.04,0.05,0.061)=(0.19,0.30,0.46)
S3=(3.83,5,6.5)*(0.04,0.05,0.061)=(0.15,0.25,0.40)
S4=(5.83,7,8.5)*(0.04,0.05,0.0619=(0.23,0.35,0.52)
Elde edilen bu
değerler kullanılarak bulanık sayıların karşılaştırılması yapılır ve şu
değerler elde edilir:
V(S1>=S2)=0 V(S2>=S1)=1 V(S3>=S1)=1 V(S4>=S1)=1
V(S1>=S3)=0 V(S2>=S3)=1.19 V(S3>=S2)=0.8 V(S4>=S2)=1
V(S1>=S4)=0 V(S2>=S4)=0.82 V(S3>=S4)=0.63 V(S4>=S3)=1
Elde edilen bu
değerlerden alternatiflere ilişkin öncelik değerlerine şu şekilde ulaşılır:
d‘(MAK
1)=min(0,0,0)=0
d‘(MAK
2)=min(1,1.19,0.82)=0.82
d‘(MAK
3)=min(1,0.8,0,63) =0.63
d‘(MAK
4)=min(1,1,1)=1
Öncelik vektörünün
hesaplanması sonucunda aşağıdaki vektör elde elde edilir.
W‘=(0, 0.82 , 0.63
, 1 )
Bu vektörde
yer alan değerlerin normalizasyonu
sonucunda alternatiflerin bozulma oranı kriteri altında öncelik değerleri
sırasıyla (0,0.334,0.257,0.409) olarak hesaplanır.Bu değerlere göre bozulma
oranı kriteri altında en uygun alternatif makina 4 alternatifi iken,onu
sırasıyla makina 2,makina 3 ve makine 1 alternatifleri izler.
Maliyet
kriteri için değerlendirme sonuçlarının birleştirilmiş şekli Tablo 9.4’te görülmektedir.Bu verilerden
yararlanarak maliyet kriteri altında 4 alternatife ilişkin sentez değerleri şu
şekilde hesaplanır.
Tablo
9.4. Maliyet kriteri için alternatiflerin
birleştirilmiş değerlendirme sonuçları
M1
|
M2
|
M3
|
M4
|
|
M1
|
(1,1,1)
|
(2/5,1/2,2/3)
|
(2/9,1/4,2/7)
|
(2/9,1/4,2/7)
|
M2
|
(3/2,2,5/2)
|
(1,1,1)
|
(2/7,1/3,2/5)
|
(2/7,1/3,2/5)
|
M3
|
(7/2,4,9/2)
|
(5/2,3,7/2)
|
(1,1,1)
|
(3/2,2,5/2)
|
M4
|
(7/2,4,9/2)
|
(5/2,3,7/2)
|
(1,1,1)
|
(1,1,1)
|
S1=(1.84,2,2.24)*(0.035,0.04,0.046)=(0.06,0.08,0.10)
S2=(3.07,3.67,4.3)*(
0.035,0.04,0.046)=(0.11,0.15,0.20)
S3=(8.5,10,11.5)*
(0.035,0.04,0.046)=(0.30,0.40,0.53)
S4=(8,9,10)*(
0.035,0.04,0.046)=(0.28,0.36,0.46)
Elde edilen bu
değerler kullanılarak bulanık sayıların karşılaştırılması yapılır ve şu
değerler elde edilir:
V(S1>=S2)=0 V(S2>=S1)=1 V(S3>=S1)=1 V(S4>=S1)=1
V(S1>=S3)=0 V(S2>=S3)=0 V(S3>=S2)=1 V(S4>=S2)=1
V(S1>=S4)=0 V(S2>=S4)=0 V(S3>=S4)=1,19 V(S4>=S3)=0.8
Elde edilen bu
değerlerden alternatiflere ilişkin öncelik değerlerine şu şekilde ulaşılır:
d‘(MAK1)=min(0,0,0)=0
d‘(MAK2)=min(1,0,0)=0
d‘(MAK3)=min(1,1,1.19)=1
d‘(MAK4)=min(1,1,0.8)=0.8
Öncelik vektörünün
hesaplanması sonucunda aşağıdaki vektör elde edilir.
W‘=(0,0,1,0.8)
Bu vektörde yer
alan değerlerin normalizasyonu sonucunda alternatiflerin maliyet kriteri için
öncelik değerleri sırasıyla (0,0,0.56,0.44) olarak bulunur.Bu değerlere bakarak
maliyet kriteri altında en iyi alternatif makina 3 iken bu alternatifi makine 4
alır.Makine 1 ve makine 2 ise sıfır değerini almıştır.
Hız kriteri için
değerlendirme sonuçlarının birleştirilmiş şekli tablo
(9.5)‘de
görüldüğü gibidir.Bu verilerden yararlanarak hız kriteri altında 4
alternatifli ilişkin sentez değerleri şu
şekilde hesaplanır:
Tablo
9.5. Hız kriteri için alternatiflerin
birleştirilmiş değerlendirme sonuçları
M1
|
M2
|
M3
|
M4
|
|
M1
|
(1,1,1)
|
(2/5,1/2,2/3)
|
(2/7,1/3,2/5)
|
(5/2,3,7/2)
|
M2
|
(2/3,1,3/2)
|
(1,1,1)
|
(2/7,1/3,2/5)
|
(5/2,3,7/2)
|
M3
|
(3/2,2,5/2)
|
(7/2,4,9/2)
|
(1,1,1)
|
(2/9,1/4,2/7)
|
M4
|
(1,1,1)
|
(7/2,4,9/2)
|
(5/2,3,7/2)
|
(1,1,1)
|
S1=(4.18,4.83,5.57)*(0.033,0.039,0,044)=(0.14,0.19.0.25)
S2=(4.45,5.33,6.4)*(
0.033,0.039,0,044)=(0.15,0.21,0.28)
S3=(6.22,7.25.8.28)*(
0.033,0.039,0,044)=(0.21,0.28,0.36)
S4=(8,9,10)*(
0.033,0.039,0,044)=(0.26,0.35,0.44)
Elde edilen bu
değerler kullanılarak bulanık sayıların karşılaştırılması yapılır ve şu
değerler elde edilir:
V(S1>=S2)=0.83 V(S2>=S1)=1 V(S3>=S1)=1 V(S4>=S1)=1
V(S1>=S3)=0.30 V(S2>=S3)=0.5 V(S3>=S2)=1 V(S4>=S2)=1
V(S1>=S4)=0 V(S2>=S4)=0.125 V(S3>=S4)=0.58 V(S4>=S3)=1
Elde edilen bu
değerlerden alternatiflere ilişkin öncelik değerleri şu şekilde hesaplanır:
d‘(MAK1)=min(0.83,0.30,0)=0
d‘(MAK2)=min(1,0.5,0.125)=0.125
d‘(MAK3)=min(1,1,0.58)=0.58
d‘(MAK4)=min(1,1,1)=1
Öncelik vektörünün
hesaplanması sonucunda aşağıdaki vektör elde edilir.
W‘=(0,0.125,0.58,1)
Bu vektörde yer
alan değerlerin normalizasyonu sonucunda hız kriteri için alternatiflerin
öncelik değerleri (0,0.074,0.340,0.586) olarak elde edilir.Bu değerlere göre
hız kriteri altında en iyi alternatif makine 4 iken bu alternatifi sırasıyla
makine 3,makine 2 ve makine 1 takip eder.
Verimlilik kriteri
açısından değerlendirme sonuçlarının birleştirilmiş şekli tablo (9.6)’da verilmiştir.Bu verilerden
yararlanarak verimlilik kriteri için alternatiflere ilişkin sentez değerleri şu şekilde elde edilir:
Tablo 9.6. Verimlilik kriteri
için alternatiflerin birleştirilmiş değerlendirme sonuçları
M1
|
M2
|
M3
|
M4
|
|
M1
|
(1,1,1)
|
(2/3,1,3/2)
|
(2/5,1/2,2/3)
|
(2/7,1/3,2/5)
|
M2
|
(2/3,1,3/2)
|
(1,1,1)
|
(2/3,1,3/2)
|
(2/5,1/2,2/3)
|
M3
|
(3/2,2,5/2)
|
(2/3,1,3/2)
|
(1,1,1)
|
(2/3,1,3/2)
|
M4
|
(5/2,3,7/2)
|
(3/2,2,5/2)
|
(2/3,1,3/2)
|
(1,1,1)
|
S1=(2.35,2.83,3.57)*(0.043,0.054,0.068)=(0.10,0.15,0.24)
S2=(2.73,3.5,4.67)*(
0.043,0.054,0.068)=(0.12,0.19,0.32)
S3=(3.83,5,6.5)*( 0.043,0.054,0.068)=(0.16,0.27,0.44)
S4=(5.67,7,8.5)*(
0.043,0.054,0.068)=(0.24,0.38,0.58)
Elde edilen bu
değerlerden yararlanarak bulanık sayıların
karşılaştırılması yapılır ve şu değerler elde edilir:
V(S1>=S2)=0,75
|
V(S2>=S1)=1
|
V(S3>=S1)=1
|
V(S4>=S1)=1
|
|||
V(S1>=S3)=0,40
|
V(S2>=S3)=0,67
|
V(S3>=S2)=1
|
V(S4>=S2)=1
|
|||
V(S1>=S4)=0
|
V(S2>=S4)=0,30
|
V(S3>=S4)=0,64
|
V(S4>=S3)=1
|
Bu değerler
kullanılarak alternatiflerin öncelik değerleri elde edilir:
d‘(MAK1)=min(0.75,0.40,0)=0
d‘(MAK2)=min(1,0.67,0.30)=0.30
d‘(MAK3)=min(1,1,0.64)=0.64
d‘(MAK4)=min(1,1,1)=1
Öncelik vektörünün
hesaplanması sonucunda aşağıdaki vektör elde edilir.
W‘=(0,0.30,0.64,1)
Bu vektörde yer
alan değerlerin normalizasyonu sonucunda alternatiflerin verimlilik kriteri
altında öncelik değerleri sırasıyla (0,0.154,0.330,0.516) olarak hesaplanır.Bu
değerlere bakarak verimlilik kriteri açısından en iyi alternatifin makine 4
olduğu söylenebilir.Bu alternatifi sırasıyla makine 3,makine 2 ve makine 1
alternatifi izlemektedir.
Alternatiflerin 4
kriter altında değerlendirme sonuçlarının belirlenmesinden sonra elde edilen
bu değerler ile her kritere ilişkin
ağırlıklar çarpılarak elde edilen ağırlıklı değerler toplanır.Böylece her
alternatife ilişkin toplam değerlendirmeye ulaşılır.Bu toplam değerler bir
başka deyişle alternatiflerin üstünlük ağırlıkları tablo (9.7)’de
görülmektedir.Bu değerlere göre alternatifler arasında bir
sıralamaya ulaşılabilir.Buna göre nihai sıralama MAK4>MAK3>MAK2>MAK1
şeklindedir.İşletme için belirlenen kriterler altında makinelerden en iyi olanı
MAK4 alternatifidir.
Tablo
9.7. Kriterlere Göre Önem Ağırlıklarının Özeti
KRİTERLER
|
BOZULMA ORANI
|
MALİYET
|
HIZ
|
VERİMLİLİK
|
ALTERNATİF ÜSTÜNLÜK AĞIRLIĞI
|
KRİTER AĞIRLIĞI
|
0
|
0.08
|
0.38
|
0.54
|
|
ALTERNATİF
|
|||||
MAK1
|
0
|
0
|
0
|
0
|
0
|
MAK2
|
0.334
|
0
|
0.074
|
0.154
|
0.111
|
MAK3
|
0.257
|
0.56
|
0.340
|
0.330
|
0.352
|
MAK4
|
0.409
|
0.44
|
0.586
|
0.516
|
10.SONUÇ
Uygulama
projesinde bulanık mantık ve karar verme yöntemlerine deginilmiştir. AHP ve
BAHP yöntemleri anlatılmış ve BAHP yöntemi ile bir makine seçimi uygulaması
yapılmıştır. BAHP yöntemine göre maliyet, hız, verimlilik ve bozulma oranı
kriterleri göz önünde bulundurularak 4 makine arasında seçim yapılmıştır.
Elektronik kaynak robotları arasında yapılan bu seçme işleminde sıralama MAK4>MAK3>MAK2>MAK1
şeklindedir. Bozulma oranı seçme işlemini hiç etkilemiyorken verimlilik ise en
önemli etkendir. Maliyetin etkisi ise
çok azdır.
KAYNAKÇA
1.Karakaya, K. (2003) Istanbul Bogazı’ndan Geçen Gemilerin
Emniyetli Geçiçinin Analitik Hiyerarçi Prosesi Kullanarak Analizi (Basılmamıç
Yüksek Lisans Tezi), Kocaeli
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Kocaeli.
2.Tekin M. (2004). Sayısal Yöntemler, 5. Baskı, Konya.
3.Sezen H.K. (2004).
Yöneylem Araçtırması Sayımlama Yöntemleri, Ekin Kitabevi, Bursa.
4.Zadeh, L. A. (1965). Fuzzy Sets, Information and
Control, 8, p.338-353.
5.Baykal N., Beyan T. (2004a). Bulanık
Mantık Ilke ve Temelleri, Bıçaklar Kitabevi, Ankara.
6.Tekeç, M. (2002) Çok Ölçütlü Karar
Verme Yöntemleri ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nde Kullanılan Tabancaların Bulanık
Uygunluk Indeksli Analitik Hiyerarçi Prosesi Ile Karçılaçtırılması (Basılmamıç
Yüksek Lisans Tezi), Istanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Istanbul.
7.Şen Z. (2004).
Mühendislikte Bulanık Mantık
ile Modelleme Prensipleri, Su Vakfı, Istanbul.
8.Elmas Ç. (2003a).
Bulanık Mantık Denetleyiciler, Seçkin Yayıncılık, Ankara.
9.Menteş, A. (2000)
Manevra ve Sevk Sistemi Seçiminde Bulanık Çok Kriterli Karar Verme (Basılmamıç
Yüksek Lisans Tezi), Istanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Istanbul.
10.Baykal N.,
Beyan T. (2004b).
Bulanık Mantık Uzman
Sistemler ve Denetleyiciler,Bıçaklar
Kitabevi, Ankara.
11.Mete M., Manisalı E. (2007). Bakım
Stratejilerinin Seçiminde Bulanık Çok Amaçlı Karar Verme Modeli, Yöneylem
Araçtırması / Endüstri Mühendisligi 27. Ulusal Kongresi Bildiriler Kitabı,
Izmir, s.1213–1218.
12.Türkbey, O. (2003).
Makina Sıralama Problemlerinde Çok Amaçlı Bulanık Küme Yaklaçımı, Gazi
Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dergisi, Cilt:18 Sayı:2, s.63-77.
13.Eminov M., Ballı S.
(2004). Karmaçık Problemler için Belirsizlik Altında Çok Kriterli Bulanık Karar
Verme, Yöneylem Araçtırması ve Endüstri Mühendisligi XXIV. Ulusal Kongresi
Bildiriler Kitabı, Gaziantep-Adana, s. 440-443.
14.Gültaş I., Özok A. F.
(2007). Endüstri Mühendisligi Egitiminde Matematik Ders Içeriklerinin
Belirlenmesinde BAHP Yöntemi ile Çözüm Önerisi, Yöneylem Araçtırması / Endüstri
Mühendisligi 27. Ulusal Kongresi Bildiriler Kitabı, Izmir, s.87-92.
15.Ince Ö., Gültaş I. (2006). Makina Seçimi Problemine
BAHP Yaklaçımı, VI. Ulusal Üretim Araçtırmaları Sempozyumu Bildiriler Kitabı,
Istanbul, s.107-117.
16.Ballı, S. (2005) Fuzzy Çok Kriterli Karar Verme ve
Basketbolda Oyuncu Seçimine Uygulanması (Basılmamıç Yüksek Lisans Tezi), Mugla
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Mugla.
17.Soner, S., Önüt, S. (2006). Multi-Criteria Supplier
Selection: An ELECTRE-AHP Application, Sigma Mühendislik ve Fen Bilimleri
Dergisi, Cilt:4, s.110-120.
18.Saaty T. L. (1980).
The Analytic Hierarchy Process, McGraw-Hill,
Newyork.
19.Kuruüzüm, A., Atsan, N. (2001). Analitik Hiyerarçi Yöntemi ve
Içletmecilik Alanındaki
Uygulamaları, Akdeniz I.I.B.F Dergisi, Cilt:1,
s.83-105.
20.Polat, D. Ç. (2000)
Askeri Helikopter Alımı Problemine Analitik Hiyerarçi Metodu Ile Bir Yaklaçım
(Basılmamıç Yüksek Lisans Tezi), Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
21.Omkarprasad,
S., Kumar, S. (2006). Analytic Hierarchy Process: An Overview of Applications,
European Journal of Operational Research, 169,
p.1–29.
22.Kahraman,
C., Ruan, D., Dogan, I. (2003b). Fuzzy Group Decision Making for Facility
Location, Information Sciences, 157, p.135-153.
23.Deng, H. (1999). Multicriteria Analysis with Fuzzy
Pairwise Comparison, International Journal of Approximate Reasoning, 21, p.215-231.
24.Bender, M.,
Simonovic, S. (2000). A Fuzzy Compromise Approach to Water Resource Systems
Planning under Uncertainty, Fuzzy Sets and Systems, 115, p.33-44.
25.Güner, H. (2005) BAHP ve Bir Içletme için Tedarikçi
Seçimi Problemine Uygulanması (Basılmamıç Yüksek Lisans Tezi), Pamukkale
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Denizli.
26.Chang,
D.Y. (1996). Application
of the Extent
Analysis Method on
Fuzzy AHP,
27.Chan, F. T. S., Kumar,
N. (2007). Global Supplier
Development Considering Risk Factors Using Fuzzy Extended AHP-based Approach,
Omega International Journal of Management Science, 35, p.417-431.
28.Van
Laarhoven, P. J. M., Pedrcyz, W. (1983). A Fuzzy Extension of Saaty’s Priority
Theory, Fuzzy Sets and Systems, 11, 229-241.
29.Shamsuzzaman,
M., Ullah, A. M. M. S., Bohez, E. L. J.
(2003). Applying Linguistic Criteria in FMS Selection: Fuzzy Set AHP Approach,
Integrated Manufacturing Systems, 14 (3), p.247-254.
30.Zhang C., Ma C. B.,
Xu, J. D. (2005). A New Fuzzy MCDM Method Based on Trapezoidal Fuzzy AHP and
Hierarchical Fuzzy Integral, L.Wang, Y. Jin (ed): FSKD, LNAI 3614, p.466-474,
Springer-Verlag, Berlin Heidelberg.
31.Lee, A. H. I., Chen, W. C., Chang, C. J. (2008). A fuzzy AHP and BSC Approach for Evaluating Performance of IT
Department in the Manufacturing Industry in Taiwan, Expert Systems with
Applications, 34, p.96–107.
32.Ertugrul, I. (2007). Bulanık
Analitik Hiyerarçi Süreci ve Bir Tekstil Içletmesinde Makina Seçim Problemine
Uygulanması, Hacettepe Üniversitesi Iktisadi ve
Idari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt: 25, Sayı:1, s.171–192.
33.J.Craig,
Introduction to Robotics, Mechanics and Control, Addison Wesley, 1989
34.K.Asai,
S.Takashima, Manufacturing, Automation Systems and CIM Factories,
Chapman&Hall, 1994
35.C.Ray.Asfahl,
Robots and Manufacturing Automation, John Wiley &Sons, 1992
36.The
International Federation of Robotics, World Industrial Robots 1997, United
Nations Publication, 1997
37.C.Ray.Asfahl, Robots and Manufacturing Automation,
University of Arkansas,Fayetteville 1985
İbrahim Etem Kaya
0 Yorumlar